top of page

Ufuk Çizgisine Yolculuk

  • Naz Ece Arda
  • 1 Eki 2024
  • 1 dakikada okunur

Deniz. Masmavi, uçsuz bucaksız, gizemli, tehlikeli ama bir o kadar da güzel bir yapı. En sevdiğim yerlerden biri hep deniz kenarı olmuştur. Orada oturmak, rüzgarı hissetmek; gün batımını izlemek ve düşüncelere dalmak... Sayısız kez gittiğim bu su kenarı seanslarında, üzerinde hiç düşünmediğim tek bir şey vardı: son. Belki de denizin sonu görünmediği için, aklıma asla bir “son” fikri gelmezdi. Denizin ufuk çizgisine hiç dikkat ettiniz mi? Herkesin orada olduğunu bildiği ama kimsenin manzarayı seyrederken üzerinde durmadığı o ince çizgi... Ufuk çizgisi denizin sonu değil elbette, ama belirsiz ve bizden bağımsız bir sonun var olabileceğinin bir göstergesi.


Hayatımda birçok kez bir şeylerin son bulacağını biliyordum ve Türkiye'deki zamanımın bir gün biteceğini bilsem de, bu kadar çabuk olacağını asla tahmin edemezdim. “Zaten iki ay sonra görüşeceğiz” diyerek kimseyle vedalaşmadan ayrıldığım okuluma, bir daha dönemeyeceğimi de hayal edemezdim. 


Tıpkı denizin sonsuz gibi görünen ufku gibi, hayattaki deneyimlerin de sonsuz olduğunu sanırız. Ama bilmediğimiz bir yerde, görünmeyen bir çizgi, bir sınır vardır. Ve biz, o çizgiyi geçene kadar bu sonun ne zaman geleceğini asla bilemeyiz. Ama belki de asıl önemli olan, o sona doğru ilerlerken arkamızda güzel izler bırakabilmektir. Ufuk çizgimize giden ve ismine hayat denen bu dalgalı ve çalkantılı yolda sonun ne zaman geleceğine odaklanmayı bırakıp yolda geçirdiğimiz her anı değerlendirmeye ve önemli kılmaya çalışmalıyız. Bu, yolun bir yolcusundan diğerlerine sadece bir tavsiye…



ree

Yorumlar


Mail listemize katılın

Mail listemize katıldığınız için teşekkür ederiz!

bottom of page