Cumhuriyetin İlanı ile Türk Milletinin Önünde Açılan Kapılar
- Defne D.
- 1 Kas 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 11 Ara 2020
Cumhuriyet, bir milletin kendi kendini yönetmesidir. Ulusal egemenliğin sağlandığı bu yönetim biçimi ülkemizde Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 29 Ekim 1923 yılında ilan edilmiştir. Milli mücadelemizin siyasal ve askeri alanda zafere ulaşmasının en somut nedeni olan Cumhuriyet, Türk milletinin çağdaşlaşma yolunda attığı en büyük adımlardan biri olmakla birlikte daha birçok gelişmeye kapı açmıştır.
1 Kasım 1922’de Saltanatın kaldırılmasının ardından ülke yönetiminin nasıl devam ettirileceği akıllarda bir soru haline gelmişti. Yaklaşık bir yılın ardından Türk milletinin karakterine ve kişiliğine en uygun yönetim biçiminin Cumhuriyet olduğuna karar verildi. Böylece akıllardaki soru işaretleri kalktı ve Türk milleti tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk oldu. Atatürk tarafından seçilen İsmet Paşa, ilk cumhuriyet hükümetini kurma görevini üstlendi ve Fethi Okyar da TBMM Başkanlığı’na seçildi. Bu süreçte mecliste hükümet sisteminden kabine sistemine geçilerek yeni bir kapı açılmış oldu ve hükümet bunalımı sorunu da böylece çözümlendi.
Cumhuriyetin ilanı siyasi gelişmelerin yanı sıra Türk milletinin laikleşmesi, çağdaşlaşması ve tam bağımsız bir devlet haline gelmesi yolunda birçok kapıyı aralayarak uzun vadede birbirinden önemli gelişmelerin önünü açmıştır. 3 Mart 1924’te Halifeliğin kaldırılması, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, tekke ve tarikatların kapatılması, Medeni Kanunun kabulü gibi birçok gelişmeye kapı açan Cumhuriyetin ilanı, Türk milletinin laikleşme yolunda büyük adımlar atmasına vesile olmuştur. Aynı zamanda Latin alfabesine geçilmesi, uluslararası takvim ve saatlerin kullanılmaya başlanması, soyadı kanunu, kılık kıyafet kanunu, uluslararası ağırlık ve mesafe ölçülerinin kullanımına geçilmesi gibi daha birçok yeni kanunun kapısı açılarak uluslararası seviyede çağdaşlaşmamız hedeflenmiş ve gelişmiş batı toplumlarıyla daha sağlıklı ticari ve sosyal ilişkiler kurmak için çalışmalar yapılmıştır. Son olarak Kabotaj Kanunu’nun çıkarılması, Düyun-u Umumiye borçlarının ödenmeye başlanması, tekstil ve çimento fabrikalarının kurulması, yabancıların ellerindeki demiryollarının kamulaştırılması gibi gelişmeler, Türkiye Cumhuriyeti'nin iktisadi alanda daha bağımsız bir devlet olması yolunda yeni kapılar açmıştır.
Bu ay Cumhuriyetimizin 97. Yılını kutlamaktayız. Bu kutlamaları yaparken bugünlere gelmemiz ve bu imkanlara sahip olmamız uğruna atılan her adımın, açılan her kapının farkında olmalı, geçmişimizden ders çıkararak daha güzel yarınlar için çabalamalıyız. Herkesin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun. Ne mutlu Türk’üm diyene!
Defne D.
Yorumlar