top of page

Civis Mundi

  • Ekin Ö.
  • 3 May 2021
  • 3 dakikada okunur

Ütopya nedir? İdeal yaşam biçimi? Peki bu kime göre ideal? Neyin ideali? Neyin kıyaslaması? İşte bunu belirlemeye kimsenin hakkının olmadığı bir hayattır benim için ideal olan. Birinin diğerinden üstün olmadığı, statünün değer belirlemediği, paranın hayalleri kısıtlamadığı hayattır benim için ideal. Peki neden distopya değil de ütopya? 21. yüzyılda zaten kendimi bir distopyada gibi hissederken hayal gücümü kullanıp bugünden çok uzaklaşmak istiyorum.


Sosyal sınıflar ile başlayalım. Hep diyoruz ya, yok canım Orta Çağ'daki kadar değil, evet değil daha da kötü. Yok canım, kölelik kalmadı ama akşam evdeki kıza söyleyeyim de ütüden sonra şu yemeği yapsın! Sınıflar belki cehennemin katları gibi sokulmuyor gözümüze ama hepimizin içine işlenmiş durumda. En kötüsü de sosyal medya yüzünden en alt sınıftaki en üsttekinin durumunu görüp kendisi ile kıyaslıyor. Senelerce evrimleşen bu sistem insanın bütün hayallerini ve yaşama arzusunu elinden alıyor, bazılarına bunu acılarla yaşattırıyor; bazılarına ise şevk ve ün verip değerini unutturuyor. İşte bu düzenin olmadığı bir yaşam hayal ediyorum, elimden hayal gücümü asla alamayacak bu sistemin içinde. Sosyal sınıfların olmadığı hatta ve hatta bir yöneticinin dahi olmadığı bir hayat. Peki o zaman nasıl dönecek bu teker?


Herkes yetenek ve karakterlerine göre farklı görevlere yerleştirilsin. Herkes yapmakta en iyi olduğu ve en zevk aldığı şeyi yapsın. Peki ya yapılması gereken işleri kimse yapmak istemezse? Her görevi istenebilir hale getirmek ve önemli kılmak insanın elinde. İnanın bana insanın öyle bir doğası var ki hiçbir eksik kalmayacak. Yönetici olmasın, kararlar herkes tarafından kararlaştırılsın gerek olursa çoğunluğun fikri kullanılsın. Bir meclis misali her bir görevden/ meslekten her seferinde birisi alınsın ve öyle toplanılsın. Platon'un da dediği gibi herkes siyasetle ilgilensin. Kararlar bu şekilde verilsin. Bu meclislerde elbet biri birinden dominant olacaktır, bu insanın doğasında var. Fakat bu yükseklik statü ile verilen bir şey değil kazanılabilen bir şey olsun. Dünyaya gelen her vatandaş eşit haklara sahip olsun. Civis Mundi işte bu: Dünya vatandaşı. Bir ülke, bir ırktan önce dünya vatandaşı olsun, insan olsun. Hatalar elbette kıyassız kabul edilmemeli ancak cezalandırmanın değil çözüm bulmanın öncelik olduğu bir yaşam olsun. Asıl gücün acı çektirmek değil affetmek olduğu bir hayat olsun.


Dogmatik yobazlığın değil sorgulayan fikir ayrılıklarının olduğu bir hayat olsun. Düşünce özgürlüğü ve dinleyen insan olsun. İnsan okusun okutsun, ufkunu genişletsin. Sanatın eksik olmadığı, ruhu beslediği bir hayat olsun. İnsanın materyal zevklerden çok kalp sıcaklığına özendiği bir hayat olsun. Hayal gücünün kısıtlanmadığı bir hayat olsun. Belki şu an bilmediğimiz bütün duyularımızı kullandığımız bir hayat olsun. Duygularımızı kendi uydurduğumuz kelimelerle değil telepati ile aktardığımız, kapasitemizin sadece yüzde otuzunu kullanmadığımız bir hayat olsun. İnsanın evrenden ayrı görülmediği, çözümü yıldızlarda aramanın yargılanmadığı, her şeyin birbirinin yansıması olduğunun bilindiği bir hayat olsun.


Olsun da olsun… İnsanoğlu ne zaman kendi doğasından uzaklaştı, ne zaman kendini kısıtladı işte o zaman kaybetti kendini. Üstelik kaybettiği benliğini bir de başkalarına emanet etti. Belki de yanlış yerlere yöneldi. Doğru sorulara yanlış yerlerde cevap aradı. Belki de doğru cevaplar ona çok uçuk geldi. 21 koca yüzyılın bize taktığı at gözlüğünü çıkarmak ne kadar zor olsa da belki de bir yerinden yırtıp etrafa bakmaya çalışmak gerek. Gördüğü, sınırsız kabul ettiği, doğru, iyi diye nitelendirdiği her şeyin aslında hiçbir şey olduğunu gördüğünde kendi özüne dönecek insan. Mutlak olan her şeyin aslında içinde olduğunu anladığı ve kendi doğasına kulak verdiğinde bulacak bütün sorularının cevaplarını. İnsan doğası çok basit, bir o kadar da karışık. Biz senelerdir belki de hiç olmaması gereken bir sistemlerin içinde yaşıyoruz ya da tutsak ediliyoruz. Kim bilir belki bu böyle sürüp gidecek belki de bir sonraki hayatımız için bize bir ders olacak. Kim bilir belki paralelinde aynı sistemde farklı insanız belki de aynı insan bu sefer kendi sistemini kuruyor. Bu cevapları kimse veremez ama hayal kurmayı da kimse engelleyemez. Ben de elimdeki bu güç ile böyle bir hayat hayal ediyorum. Yakın gelecekten çok uzak…


Ekin Ö.

ree

















Tishk Barzanji'nin kompleks ve süreal ütopyaları

yorumlayan eseri

Yorumlar


Mail listemize katılın

Mail listemize katıldığınız için teşekkür ederiz!

bottom of page