top of page

Benim Ütopyam

  • Ömer Onno B.
  • 14 May 2021
  • 4 dakikada okunur

Başım hala ağrıyor.


Bir hastane yatağında uyandım. Beynim kafamdan dışarı çıkmaya çalışıyor galiba. Gözlerimi açar açmaz üstüme koşan iki doktor gördüm. Canım acıyor. Koluma serum bağladılar ve alnıma buz koydular. Yardımcı olmadı.


Dış dünyadan bana ses gelmiyordu; sanki kulağımda bir duvar varmış, düşüncelerim oradan sekip bana geri geliyormuş gibi hissettim. Ellerimi hissetmediğimi fark ettim. Beynim eriyor olabilir mi? Ayaklarımı, bacaklarımı, karnımı, hiçbir yerimi hissetmiyordum. Evet, beynim eriyor. Ağzımı açtım, yardım istedim, doktorlardan biri bana baktı, elini yüzüme uzattı ve gözlerimi kapattı. Rüyamda birisi kafatasımı kocaman bir ceviz kıracağı ile sıkıştırıyordu.


ree

Uyandığımda karşımda insanlarla dolu bir panel vardı, nerede olduğumu bilmiyordum. Bir tanesi oturduğu yerden ayağa kalktı, bana dersimi alıp almadığımı sordu. Evet, yumurta olmuş aklımı karıştırmayı sakın unutmayın. Ben de ona şaşkın şaşkın baktım.


Meğersem yaşadığım son 27 yıl gerçek değilmiş. Başım yine de ağrıyor. Hepsi son yarım saatte olmuş, öyle diyorlar, “aklımı simüle etmişler”. İnanmıyorum tabii- suçlu olduğumu söylüyorlar. İnsanlık gelişmiş, bir ütopya olmuş da suç işleyenleri suçlarına göre geçmişten bir dönemin simülasyonunda 27 yıl yaşatıyorlarmış, cezaları bitince de “geri getiriyorlarmış”. Tamam tamam, inandım artık ağrı kesici verebilir misiniz?


İnanmadığımı söyleyemedim. Konuşma hakkım yokmuş, düşüncelerim yanlışmış, geri getirildiğime şükretmeliymişim. Dersimi alıp almadığımı sordular, kafamı salladım. Beni o odadan çıkardılar, yerin altında bir kata indirdiler, büyük yeşil bir düğmeye bastılar.


Bir anda hareket edemez oldum, garip hissetmeye başladım, sanki yüzüyor gibiydim. Ağrı bütün vücuduma yayılmıştı. Bir anda odanın bir duvarı açılmaya ve dışarıdan ışık girmeye başladı. Ağrının şiddeti artık azalıyordu. Işık girdikçe ben de istemsizce ışığa doğru hareket ettim, ona çekildim. Karanlıktan çıkınca rahatladım, sanki hapisten çıkmış gibiydim, acım yok olmuştu. Aydınlığa doğru hareket ettikçe ayaklarımı, ellerimi, hiçbir yerimi hissedemediğimi fark ettim. Arkama bakmaya çalıştım, kendimi bir odada dururken gördüm, suratım bir kapı gibi açılmıştı, içeride bir beyin yoktu. Beynim gerçekten de erimiş miydi?


Biraz daha süzüldükten sonra durdum ve istemsizce etrafıma baktım. Karşımda bir masa, masanın üstünde yeşil bir alet, yeşil aletin içinde de beyin şeklinde bir boşluk vardı. Ne istediğim önemli değildi, hareketlerimi kontrol edemiyordum, aletin içindeki boşluğa doğru süzüldüm ve sanki benim için özel yapılmış gibi tam girdim.


Canım acımıyordu.


Ben (beynim, ben, aramızda bir fark yok galiba?) o boşluğa girince aletin kapağı kapandı ve kısa bir süre karanlık oldu, sonra da bir hastane yatağında uyandım. Başım ağrımıyor, vücudumu hissedebiliyordum. Yine üstüme koşan iki doktor gördüm, konuşmaya çalıştım fakat doktorlardan biri işaret parmağını dudaklarıma yapıştırdı, “Geçecek, iyi olacaksınız.” dedi. Daha ne isteyebilirim ki?


Tekrar uyandığımda karşımda bir panel yoktu, ılık bir odadaydım ve karşımda doktorlar duruyorlardı. Bana başımın ağrıyıp ağrımadığını sordular, ağrımadığını söyledim. Tamamdır, dediler, artık yeni hayatınıza geçebilirsiniz.


BU GİRDİĞİNİZ DÜNYADA GÖRECEĞİNİZ HERKES GERÇEK, AMA GÖRDÜĞÜNÜZ YERLERİ DEĞİL. AMA ONLAR KENDİLERİNİ ÖYLE GÖRÜYORLAR, YANİ NEDEN OLMASIN? ETRAFINIZA BAKIN- GERÇEĞİ GÖREMEZSİNİZ AMA GERÇEK DIŞINDA BİR ŞEY DE GÖREMEZSİNİZ. BURADAKİ HERKES SİZİN GİBİ- BEYİNLERİ SİMÜLASYONUN DIŞINDA SAKLANIYOR, O NEDENLE DE KİM OLDUKLARINI SADECE KİŞİLİKLERİNDEN ANLAYABİLİYORSUNUZ. ŞİMDİ, NASIL GÖRÜNMEK İSTEDİĞİNİZİ SEÇİN VE ORTAMA KARIŞIN. ŞİMDİ SİZİ YALNIZ BIRAKACAĞIM, BU İŞLEMİ KENDİNİZ YAPMANIZ GEREKİR. İSTEDİĞİNİZ GİBİ GELİP PARASINI ÖDEYİP GÖRÜNÜŞÜNÜZÜ DEĞİŞTİREBİLECEĞİNİZİ HATIRLATIRIM. BENİM ARTIK DİĞER YENİ GELENLERLE İLGİLENMEM GEREKİYOR, SİZE YENİ HAYATINIZDA İYİ ŞANSLAR!!!


Uyanık olup olmadığımı sorguladım. Aklımda uçan sorulardan birini yakalayıp soracaktım, soramadım. Anlatmaya devam etti.


BİLİYORUM AKLINIZDA BİR MİLYON SORU VAR AMA HEPSİNİ

CEVAPLAYAMAYACAĞIM. SORMAYA KALKIŞMAYIN, HENÜZ FİLTRENİZ AÇIK DEĞİL. BURAYA ALIŞMANIZI BEKLİYORUZ.


Filtre?


YANLIŞ ŞEYİ DÜŞÜNÜRSENİZ DİYE. YANLIŞ ŞEYLERİ DÜŞÜNÜRSENİZ YANLIŞ ŞEYLERİ SÖYLEYEBİLİRSİNİZ. BÖYLE BİR ŞEY İSTEMEYİZ, DEĞİL Mİ? BU YÜZDEN DE SİMÜLASYONUMUZ HATA YAPMANIZA İZİN VERMİYOR. SONUÇTA BURASI BİR ÜTOPYA, BURADA HATA OLMAMALI, DEĞİL Mİ?


Gitgide saçmalaşıyor. Bu ne şimdi? Hata yapmazsak nasıl öğrenebiliriz?

İŞTE BU DEDİĞİNİZ YANLIŞ DÜŞÜNCEYE BİR ÖRNEK! TONUNUZ AGRESİFLEŞTİ, NEDEN? BİZİ SEVMİYOR MUSUNUZ? SEVGİSİ OLMAYAN İNSANLARI BİZ DE SEVMİYORUZ. DERSİNİZİ ÖĞRENDİĞİNİZİ SANMIŞTIM…

Dayanamadım. Özür diledim.


SİZİN BİLDİĞİNİZ ZAMANDAN BU YANA DÜNYA ÇOK DEĞİŞTİ. ARTIK İNSANLARI YANLIŞ DÜŞÜNMEYE İTECEK KURUMLAR YOK. OKULLAR YOK, ÜNİVERSİTELER YOK, YANLIŞ BİLİMLER, HAPİSHANELER, BANKALAR YOK. BEYNİNİZE ERİŞİMİMİZ VAR YA, İHTİYACINIZ OLAN BÜTÜN BİLGİLERİ SİZE DİREKT VEREBİLİYORUZ!


Eğitim?

HEPSİ USB ÜZERİNDEN! DÜNYAMIZ EŞİTLİĞİN ÖNEMİNİ ANLADIĞINDAN BERİ HERKESE AYNI EĞİTİM VERİLİYOR! FAKAT KENDİNİZİ GELİŞTİRMEK İSTERSENİZ, SİZİ ÜNİVERSİTE DÜKKANLARINA GİTMEYE TEŞVİK EDERİM! ORADA HER DERSİN USB’Sİ VAR, İSTEDİĞİNİZ GİBİ KENDİNİZE YÜKLEYEBİLİRSİNİZ!


Hmm. Bu mantıklı aslında -seri üretim eğitim- ama hangi dersin nasıl eğitileceğine kim karar veriyor?

HERKES, TABİİ Kİ! FAKAT BİZİ BÖYLE SORGULAMANIZ HOŞUMUZA GİTMİYOR. BUNU BİR DAHA YAPMAYACAKSINIZ.


Korktum. Benim zamanımda yönetimi sorgulamanın teşvik edildiğinden bahsettim. Bildiğini söyledi, onun bilgisini de sorgulamamam gerektiğini söyledi.


Tam o anda karşımda kafasını çeviren bir adam gördüm. İnanılmaz bir şey yaşandı. Tam çevirirken bütün vücudu dondu. Nöbet geçirir gibi sallandı. Sonra vücudu düz durdu, sadece kafası bana doğru döndü. Suratında beşeri bir gülümseme vardı. O kadar gür gülümsüyordu ki yanakları suratından çıkıp kafasının üzerinde düğüm olacak gibiydi. Bana, bize bakıyordu.


İŞTE, YANLIŞ DAVRANAN BİRİSİ! ASLINDA SİMÜLASYON BÖYLE DAVRANIŞLARA İZİN VERMİYOR AMA BEYNİN TAMAMINI OKUYAMIYORUZ- BAZEN BÖYLE YILANLAR BİZİ KANDIRABİLİYORLAR. BİR ŞEY DÜŞÜNÜYORLAR AMA ÜSTÜNÜ FARKLI BİR DÜŞÜNCEYLE ÖRTÜYORLAR. GÜVEN OLMAZ BUNLARA!



ree

Bütün bunlar olurken bir yere doğru yürüyorduk. İsteyerek yürümüyordum, ayaklarım onları hissetsem de benim kontrolümde değillerdi. Bir süre sonra durduk. Karşımızda bir ev vardı. Şu ana kadar gördüğüm hiçbir eve benzemiyordu, ama üstünde benim adım ve benim evim olduğu yazıyordu. Eve biraz daha yaklaştığımızda evden bir ses geldi- ev kendini tanıttı. Bu özelliğin görme engelli insanlar için olduğunu öğrendim. Bu sistem gelen kişinin konuştuğu dili algılıyor, ona özel kendini tanıtıyormuş. Artık şaşıracak enerjim kalmamıştı, şaşıramadım.


BURASI SİZİN EVİNİZ. ŞİMDİ GİDİP DİNLENİN. ÇOK DAHA GÜZEL BİR HAYATA HAZIRLANIN. EVE GİRİNCE UYKUNUZ GELECEK. SİZ UYUDUĞUNUZDA BEYNİNİZİ DÜZELTECEĞİZ. O KORKUNÇ DÖNEMDE YAŞARKEN KİM BİLİR HANGİ FİKİRLERİ BENİMSEMİŞSİNİZDİR!


“Dindar biriydim, ona ne olacak?” Değildim. Dinden nefret ederim. Sadece ne olduğunu merak ettim. Din, uyuşturucu, rüya gibi “kişisel haz”ları marketten alabiliyormuşum. Onlar da USB ile geliyormuş. Başucumda beynime erişebileceğim bir arayüz varmış, USB’ler oraya takılıyormuş. Hala, bu gelişmiş toplumda bile USB’nin var olması ilgimi çekti. Benim için varmış- ben USB’ye alışık olduğum için bana kolaylık sağlamak istemişler…


YENİ HAYATINIZDA İYİ EĞLENCELER!!


Ne yapacağımı bilemedim. Kendimi çimdikledim, uyanmadım, burada kalakaldım. Hadi bakalım şimdi, görünüş seçme, kimseye güvenememe, bu “ütopya”nın içinde yer alma vakti. Dürüst olacağım, şu ana kadar hiç intihar etmeyi düşünmemiştim. Şu ana kadar...


Ömer Onno B.

Yorumlar


Mail listemize katılın

Mail listemize katıldığınız için teşekkür ederiz!

bottom of page