Mavi Suların Gizlediği Ölümcül Hayvanlar

Kaplan, köpekbalığı, ayı, aslan,... Bu hayvan isimleri size neyi çağrıştırıyor? İsterseniz ben cevap vereyim, korku ve tehlike. Çocukluğumuzdan itibaren kitaplarda, çevremizde ve televizyonda bu gibi yırtıcı hayvanların yeryüzündeki en tehlikeli varlıklardan olduğunu görmekte ve duymaktayız. Oysa bu hayvanlar insanların aksine yalnızca kendi yaşamlarını ve habitatlarını korumak için çevrelerine saldırmakta, bu sebeple de vahşi olarak anılmaktadır. Bu her ne kadar uzun tartışılabilecek ve üzerine düşünülebilecek bir konu olsa da bu yazımda başka bir yanlış anlaşılmayı düzeltmeyi hedeflemekteyim. Aslan, kaplan, ayı ve bu gibi hayvanlar kendilerine tehlike olarak gördüğü insanlar için öldürücü olsa da aslında dünyamızda bunlardan çok daha tehlikeli ve bir canlıyı saniyeler içinde zehirleyip öldürebilecek güce sahip varlıklar bulunmaktadır. Adları bile çoğu insan tarafından bilinmeyen bu varlıkların neler olduğunu öğrenmek ister misiniz?

1- KUTU DENİZ ANASI

Avustralya kıyılarının mavi suları altında yaşayan ve ismini kutu şeklindeki gövdesinden alan bu canlı dünyadaki en zehirli hayvandır.

Küçük ve şeffaf bir gövdeye sahiptir, ancak yaklaşık 3 metre uzunluğunda olan 15 adet dokungacı bulunmaktadır. Dokungaçlarında bulunan zehirli hücreler temas ettiği canlıları kısa bir sürede öldürebilecek güçtedir. Yalnızca bir dokungacında 60 insanı aynı anda öldürebilecek zehir vardır.

Genelde sığ sularda avlanmayı tercih eden bu varlık saydam gövdesi sayesinde avına fark edilmeden yaklaşabilir. Bilim dünyası tarafından geç keşfedilmesinin sebebi de budur. 1900'lü yıllarda keşfedilmiştir, ardı arkası kesilmeyen binlerce ölüme sebep olmuştur ve hala da olmaktadır.

2- AVUSTRALYA KAYA BALIĞI

Kutu denizanası gibi Avustralya kıyılarında görülen bu canlı dünyadaki en zehirli hayvanlar listesinde üçüncü sırada yer almaktadır. Ufak bir kaya boyutundaki gövdesinin üst kısmı koyu renklerde iken altı beyazdır. Bu sayede kolayca kumların veya denizin dibindeki kayaların yanına gizlenerek kamufle olabilir.

Fiziksel görünümün sağladığı kamuflaj avantajı sayesinde kolayca avlanabilir veya beklenmedik bir biçimde yakınındaki canlıları zehirleyebilir. Avustralya Kaya Balığı’nın zehri bir insanı 2 saat içerisinde öldürebilecek güce sahiptir, ancak neyse ki günümüzde panzehiri bulunmaktadır.

NOT: Her ne kadar zehirli ve tehlikeli bir hayvan olsa da Avustralya kıyılarında yaşayan Aborjinler tarafından çok tercih edilen bir besin içeriğidir. Pişirildiğinde içerisindeki zehir etkisini kaybeder ve leziz bir yemek haline gelir.

3- KONİ SALYANGOZU

Bir fincandan daha küçük olan ve boyuna aldanılmaması gereken bu varlık dünyadaki en zehirli yedinci hayvandır. Koni şeklindeki kabuğu sayesinde kendini en büyük düşmanı olan yengeçlerden korur, küçük bir kamış şeklinde olan ağzı ile de avlarına zehir enjekte eder.

Kaya balığının aksine zehrinin panzehiri bulunmayan bu canlı birçok bilim insanın ağzını açık bırakan bir zehre sahiptir. İçerisinde yüksek oranda protein ve insülin bulunan bu zehirde aynı zamanda morfinden 10,000 kat daha güçlü etkiye sahip ağrı kesici de bulunmaktadır. Enjekte edildiği anda bireyin tüm sinir sistemini

ele geçiren bu zehir, içerisinde bulunan ağrı dindirici sayesinde gelecek için büyük bir ilaç kaynağı olarak düşünülmekte ve bu konuda araştırmalar sürmektedir.

4- MAVİ HALKALI AHTAPOT

Golf topu büyüklüğündeki mavi halkalarıyla fotoğrafçıların gözdesi olan Mavi Halkalı Ahtapot genellikle Avustralya sularında görülmektedir. Sakin ve pasif bir varlık olmasına karşın kendini tehlike altında hissettiğinde çevresindekileri mavi halkalarını yakıp söndürerek uyarır ve zehrini salar. Siyanürden 10 bin kat daha güçlü bir zehre sahip olan bu canlı da dünyadaki en zehirli sekizinci hayvandır.

...

Dehşet verici ama bir o kadar da etkileyici sırlarla dolu olan bu canlıların tümü dünyadaki en zehirli ilk on hayvan içerisindedir ve Avustralya kıyılarının mavi suları altında yaşamlarını sürdürmektedir.

Bütün hayvanlar gibi yalnızca kendilerini savunmak ve yaşamlarını sürdürebilmek için zehirlerini kullanan, nadiren insanlara zarar verebilen bu canlılar her ne kadar tehlikeli olsa da dünyamızın doğal güzelliklerinin ve tabiatın dengesinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu canlılar hakkında bilgi sahibi olmak, önlem almak, gerekli araştırmaları yapmak ve yaşam alanlarını tehlikeye atmadan doğaya saygılı davranmak biz insanların sorumluluğundadır.

Defne D.