top of page

Korktuğum Şey Benden Korksaydı Ne Olurdu?

  • Esma B.
  • 1 Kas 2020
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 11 Ara 2020


Korkuyorum bu gecelerden, der Cahit Sıtkı Tarancı. Böyle dile getirmesek de hepimiz az çok korkarız gecelerden aslında. Gece, ışığı yutup görünenleri görünmez kılarken; görünmeyenlerin de yavaş yavaş zihnimize girmesine yol açar. Mesela usul usul girer kapımızdan kocaman bir öcü. Gözlerini açmaya korksan da görürsün onu bir şekilde, gecenin karanlığına rağmen hem de. Hatta iyi bir hayal gücün varsa açılan kapının gıcırtısını bile duyabilirsin. İşte ‘canavarlar dünya- sı’ndan kapımıza kadar gelen bu sevimli canavarları(!), büyüdükçe farklı şekillerde görmeye başlar ve onları farklı şekilde karşılarız. “KAPI” temamızın ışığında bu ay için önermek istediğimiz “Sevimli Canavarlar” filminde, geceleri kapımızdan içeri süzülen bu canavarlar, yaşamlarına devam edebilmek için insanları korkuttukları attıkları çığlıklara ihtiyaç duyarlar. Bir nevi bu çığlıkları depolarlar ve onları bir çeşit enerji kaynağıymışçasına kullanırlar. Fakat bir gün işler karışır ve her gece insanların rüyalarına izinsiz bir şekilde dalan bu canavarların dünyasına küçük bir kız çocuğunun yolu düşer. Bu sefer de canavarlar dehşete kapılır çünkü küçük kızdan bir çeşit salgın hastalık bulaşacağını ve öleceklerini düşünürler.


Bir anda korkulan varlıkların korkanlara dönüşmesi oldukça ilginç ve keyifli bir animasyonu ortaya çıkarırken korkularımıza dair bazı algılarımızı da değiştirir. Korkulan ve korkan varlıkların arasında durup zaman zaman bu iki dünyayı birleştiren filmdeki kapı imgesini, kendi hayatımızda da farklı alanlarda farklı şekillerde yorumlamamız mümkün.


Hepimizin irili ufaklı kapıları var. Hatta bazılarımızınki filmde canavarları bile korkutan küçük kızınki gibi çiçekli çiçekli belki de. Bazılarımızınki çivili, boydan boya. Ne içerdekinin dışarı çıkmasına izin veriyor ne de dışardakinin içeriye elini uzatmasına.



Bugünse kapımızın boyutu, rengi fark etmeksizin hatta yaşımız bile fark etmeksizin hepimiz kapının ardındakinden korkuyoruz. Pençeleri ve sivri dişleri bile olmayan korona virüsten hepimiz korkuyoruz ve onun yüzünden kapılarımız ilk defa bu kadar uzun bir süre kapalı kaldı. Dışarıya kapanan bu kapılar da belki ilk defa, içimize doğru açıldı. Bu yüzden önce kendimizle baş başa kaldık, sonra da kalakaldık! Çünkü ruhumuzun birikmiş meseleleri uyanıp bir anda içimizdeki kapıdan dışarı çıkmaya çalıştı. Öyle olunca bizi de bir korku sardı. Bazılarımız içerde kendi korkularına hapsoldu, bazılarımız ruhlarına giden kapıyı çoktan kapattı. Bazılarımızsa hala ürkek bir biçimde tanımaya çalışıyor, kendisinden korkup gerilere kaçan benliğini.



Esma Sultan B.


1 Yorum


isil CAN
isil CAN
02 Kas 2020

"Pençeleri ve sivri dişleri bile olmayan korona virüsten hepimiz korkuyoruz. Bu yüzden kapılarımız ilk defa bu kadar uzun süre kapalı kaldı." Karantina döneminin özeti :)

Beğen

Mail listemize katılın

Mail listemize katıldığınız için teşekkür ederiz!

bottom of page