Göz Açıp Kapayana Kadar
- Defne D.
- 25 Nis 2021
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 23 Eyl 2021
Gözlerinizi bir saniyeliğine kapatıp açın. Evrende 4000 yeni yıldız doğdu. Bir saniye boyunca tekrar yumun gözlerinizi. Bill Gates 250$ daha kazandı. Haydi bir daha deneyelim, bu son. 16.000.000 litre su yeryüzünden buharlaştı. Gördüğünüz üzere (!), hayatta geçirdiğimiz her saniye içerisinde bizim farkında bile olmadığımız yüzlerce belki de milyonlarca olay gerçekleşiyor ve hayat akıyor. Bu akış içerisinde yaşamaya, tutunmaya çalışırken bir çok şeyi gözden kaçırıyoruz. Ara sıra dalmak her ne kadar doğal olsa da bir saniyelik dalgınlığın nelere sebep olacağını bazen tahmin bile edemezsiniz. Bundan dolayı, ben size yardımcı olacağım.
Bir Cıvata, Bir Patlama:
Gözü hep yükseklerde olan insanoğlu için Ay’a gitmek büyük bir başarıydı. Tabii, sonu zaferle sonuçlanan bu yolda birçok hata ve kaza yapıldığı da göz ardı edilemeyecek bir gerçek olsa gerek. 1961 yılında Sovyetler N1 adlı bir roketi Ay’a göndermeyi hedefliyordu. Kalkış günü geldiğinde her şey yolunda gözükmekteydi ve planlandığı gibi roket aya doğru fırlatıldı. Fakat görevlilerin gözünden kaçan minik bir cıvata roketin yakıt pompasının içine düşmüş ve sıkışmıştı. Bu durum roketin kalkışından saniyeler sonra patlamasına sebep oldu. Yaşanan bu patlama insanlık tarihinin nükleer bombadan sonra o güne kadar gördüğü en büyük patlamaydı. N1 adlı Sovyetler Birliği Roketi
Bir menteşe, 492 Ölü:
Ölüm korkusu belki de bu hayattaki en değişik ve en iç ürpertici duygulardan biridir. İnsan bu duygunun tadını hissettiğinde paniğe kapılır, eli ayağına dolaşır ve can havli ile ne yapacağını bilemez. 1942 yılında Boston’daki Hindistan cevizi tesisinde gerçekleşen felaket de tam olarak bu ölüm korkusunun getirdiği panik ve beraberinde yaşanan küçük bir talihsizliğin sonucuydu. Tesisteki bir çalışan karanlıkta elektrik düğmesini bulabilmek için bir kibrit yakmış ve bu kibrit büyük bir yangına sebep olmuştu. O anda tesiste bulunan herkes yangın sebebi ile paniğe kapılmış ve kapılara koşmaya başlamıştı. Tüm kapıların açık olmasına karşın kimse dışarı çıkmamıştı, çünkü yakın bir tarihte yeni değiştirilmiş olan kapıların menteşeleri ters takılmış, dolayısıyla da kapılar dışarı değil içeri doğru açılır hale gelmişti. Kalabalığın yarattığı itişme ve izdiham sebebiyle kimse kapıları açamamış herkes kapıların önünde yığılmıştı. Belki de o kapı menteşesi düz takılsaydı yangındaki 492 insan yaşamını alevler içerisinde yitirmezdi.
Bir kelime, Bir bomba:

1945’te, II. Dünya Savaşı sırasında Müttefik Devletler, Japon kuvvetlerin savaşı derhal bırakması ve teslim olması gerektiğini söyleyen bir deklarasyon göndermişti. Japonya da buna geri dönüt olarak düşüneceklerini belirten bir cevap verdi. Fakat Japonya’nın o dönemdeki başbakanı bu yanıtı verirken iki farklı anlama gelen “mokusatsu” kelimesini kullandı. İngilizcedeki ilk karşılığı “düşünmek” ikincisi ise “dikkate almamak” olan bu kelime, mesaj içerisinde “dikkate almamak” olarak çevrilerek Müttefik Devletler’den Başkan Truman’a sunulmuştu. Her ne kadar 66 bin kişinin ölümüne ve 70 bin kişinin yaralanmasına sebep olmak bir kelimenin yanlış çevrilmesi ile açıklanamayacak olsa da bu küçük yanlış anlaşılmanın Hiroşima'ya atom bombası atılmasında büyük bir etken olduğu düşünülmekte. Yalnız hiçbir savaşın kazananı ve hiçbir barışın kaybedeni olmadığını hatırlatmakta her zaman fayda var.
Sözün özü, hayatın telaşı içerisinde birçok ayrıntıyı gözden kaçırmaktayız. Yapılan bu minik hatalar her zaman bir yangına ve patlamaya sebep olmasa da daima gözümüzü açık tutmalı ve dikkatli olmalıyız. Eee, ne demişler:
“Bir mıh bir nal kurtarır; bir nal bir at kurtarır; bir at bir er kurtarır; bir er bir cenk kurtarır; bir cenk bir vatan kurtarır.”
Defne D.
Yorumlar