Bir Tek Rüyam
- Ecenur C.
- 16 Haz 2021
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 7 Eki 2021
Bir edebiyat dergisinde ünlü tiyatro oyunu yazarı Eugéne Ionesco’nun bir röportajını okumuştum. Okurken çok ilgimi çekmemişti doğrusu, bir yazara sorulabilecek klasik sorular vardı. “Sizi derinden etkileyen kişiler kimdir?”, “Sizi yazmaya kışkırtan, çarpıcı bulduğunuz ilk okumalar nelerdir?” her röportajda var olan sorular işte… Fakat bir tane soru - sorunun kendisi çok yaratıcı olmasa da- aklıma takılacak bir cevaba sahipti.
“ ‘Rüya gibi’ olarak tarif edebileceğimiz tiyatro anlayışınızda çocukluğunuzdan gelen düşler olduğunu söyleyebilir miyiz?”
“... Eğer oyunlarımın hammaddesi çoğunlukla rüyalarsa, bu rüyalar yakın zamana ait olmalı ki net bir şekilde hatırlayabileyim. (...) Rüyada insan kendi içine kapanmış gibidir. İmge halinde düşüncelerdir rüya. Bazen son derecede ifşa edici, gaddardır. Tiyatro yapan biri için rüya, özü itibariyle dramatik bir olay olarak düşünülebilir. Yani kısacası, rüya aynı zamanda berrak- uyanık halden bile daha net- düşüncedir, imgeler halinde düşüncedir ve bu durumda zaten tiyatrodur.”
Uykumda beynim, düşüncelerimi imgeleştirip bana sunuyordu. Bu fikir müthişti fakat tek bir sıkıntı vardı, rüyalarımı asla hatırlayamıyordum. Rüya gördüğümden emindim, her insan rüya görürdü. Araştırmacılar neden rüya gördüğümüzden emin olamasalar da uykunun evrelerinde rüya gördüğümüzü ve bunun bazı faydalarını biliyorlardı. Ben de bazen farklı duygularla uyanıyordum, mutluydum ama rüyamda ne gördüm de beni mutlu etti, bilemiyordum. Bazen de korkmuş uyanırdım ama rüyamda biri beni mi kovaladı, uçurumdan mı atladım, araba kazası mı geçirdim yoksa bir ayıya mı dönüştüm, hatırlamıyordum.
Siz, rüyalarını hatırlayabilenler, bunun ne kadar rahatsız edici bir şey olduğunu bilemezsiniz. Ünlü korku yazarı H.P. Lovecraft’ın sözündeki gibi “İnsanın en güçlü ve eski hissi korkudur, korkuların en eskisi ve en güçlüsü ise bilinmezlik korkusudur.” Neden mutlu hissettiğini, neden üzgün kalktığını bilememek korkutucu, sinir bozucu. Çevrenizdekiler rüyalarının ne kadar delice olduğunu anlatırken, gördüklerine benzer şeylerin gerçek hayatta da yaşandığına şaşırırken sessizce onları dinlemek zorunda kalmak ve neden bu zevkten mahrum bırakıldığınızı sorgulamak üzücü bir şey. Ama sol cebimizden eksik etmemeliyiz umudu, ben de her gece yatarken bir gün hatırlayacağım rüyayı düşünerek, belki o düşüncelerim imgeleşir de önüme çıkarlar diye “düşleyerek” uyudum.
Bir sürü gece, uyku ve hayal kırıklığı ile kalkılan sabahlar geçti… Hayatın karmaşasında rüya görmeyi ne kadar umut ettiğimi bile unuttum, kalktığımda hissettiğim duygular üzerinden olası rüya senaryoları kurmayı bıraktım. Rüya hakkındaki araştırmaları okumaktan, arkadaşlarımın rüyalarını dinlemekten sıkıldım, artık umrumda bile değildi ya da umrumda olmamasını istiyordum. Bu defteri de kapatıp anılarım olan tozlu kitaplığa kaldırdım. Zaten çok istediğimiz şeyler de hep onlardan umudu kestiğimiz zaman olmazlar mı?
Çalışmaktan çok yorulduğum, bir saat uyuyup dinlenmeyi planladığım bir gün alarmım çaldığında müthiş dinlenmiş hissediyordum. Gözlerimi açtığımda ise evimde, yatak odamın bej renkli duvarına bakıyordum fakat aklımda biraz önce oturduğum kafe vardı… Dur, biraz önce uyuyordum ben, rüyamda o kafedeydim ve hatırlıyordum! Kafede sıcak çikolata içiyordum, aman tanrım ve genç bir adamla sohbet ediyordum. Etrafta insanlar vardı ama yüzleri belirgin değildi, yer bulanıktı ama o adamın yüzü aklımdaydı. Ne hakkında konuşuyorduk anlamamıştım ama sıcak çikolatanın kokusu, adamın bana endişeli bakan yeşil gözleri ve kıvırcık kısa saçları oradaydı. Belki kısa sürmüştü, belki çoğu detay belirsizdi, belki delice, yaratıcı değildi ama benimdi, benim ilk hatırladığım rüyamdı!
O günkü hissettiğim duygu yoğunluğunu size anlatabileceğimi zannetmiyorum. Aklımda olan o bulanık, en fazla 10 saniyelik rüyayı bütün gün boyunca düşündüm. Kafamda bilmem kaçıncı kez tekrar oynattığımda Ionesco’nun sözü aklıma geldi. Bu rüyam hangi düşüncemin imgeleştirilmiş hali olabilirdi ki… O adam kimdi bilmiyordum fakat rüyadaki en belirgin unsur oydu, neden?
Rüyalarınızda gördüğünüz herkes hayatınızda en az bir kere gördüğünüz insanlardır derler. Sokakta geçerken siz fark etmeseniz de gördüğünüz biri de olabilir, en yakın arkadaşınız da. Şu an söylediğim delice duyulacaktır, sizin rüyalarınızdan bile delice, fakat ben tek rüyamın en önemli unsuru olan o adamı bulmaya karar verdim. Neden oydu, rüyam ne anlama geliyor bulacağım. Onunla tanışacağım ve belki de rüyamın gerçek olmasını ben sağlayacağım. Sizin gibi bir sürü rüyam olsa harekete geçmez, gerçek olmasını beklerdim ama benim tek bir rüyam var ve onun gerçek olması için uğraşacağım.
Not: Bu yazı gerçek değildir, ben rüya görüyorum ve hatırlıyorum. Zaten rüyamda gördüğüm birini arayacak kadar da deli değilim ve size de tavsiye etmem.
Ecenur C.
Hazırlıktayken bir gün bana "Bugün ayrı bir mutlu gözüküyorsun," demiştin. Ben de "Çok güzel bir rüya gördüm, inanılmaz derecede gerçekti. Kalktım ama hala o gerçeklikten kurtulamadım." demiştim. O günü hatırlattın bana : )
Çok güzel kurgulanmış bir yazı ! Nedense daha önce okumamışım 😏