Bakmak ve Görmek
- Mina A.
- 11 May 2021
- 2 dakikada okunur
Gözlerimiz, en küçük organlarımızdan biri olmalarına rağmen belki de vücudumuzun en önemli parçalarıdır. Görmek eylemini sıradan bir şey sayabilecek durumda olduğumuz için çok şanslıyız. Peki etrafımızdaki her şeye bakıyorsak, ‘bakmak’ ve ‘görmek’ eylemlerinin farkı nedir?
Bakmak, etrafı seyretmek anlamına gelir. Şu anda bu yazıyı okumak için bilgisayar ekranınıza bakıyorsunuz mesela. Kafanızı kaldırıp odanızın geri kalanına da bakabilirsiniz. Her gün gördüğünüz odanızda büyük ihtimalle özellikle bakmaya değer bir şey olduğunu düşünmüyorsunuzdur. Masanızda neler var? Hangi ders kitabını kaldırmayı unutmuşsunuz? Çay bardağınızdaki çay bitmiş mi? Anneniz odanıza temiz kıyafetlerinizi mi bırakmış? Bunları düşünmeye ve baktıklarınızı anlamlandırmaya başladığınız noktada gerçekten görüyor oluyorsunuz. Bir odaya girdiğinizde değişiklikleri fark eden bir insan mısınız? Duvarda asılı tablolardan biri kaldırıldıysa, salona yeni bir bitki alındıysa, mobilyaların yerleri değiştirildiyse fark eder misiniz? Görmek, fark etmek demektir. Yalnızca gözlerinizle bir yere bakmak değil, içinde bulunduğunuz ana gerçekten odaklanabilmektir. Şimdi tekrar kafanızı kaldırın ve etrafa bakın. Bugün hava nasıl? Etrafınızda neler var? Bunlar sizi nasıl hissettiriyor? Duygu ve düşüncelerinizi dahil etmeye çalışın. Etrafındakileri gerçekten görebilen insanlar her zaman daha mutlulardır. Hayattaki küçük şeylerin değerini bilebilmek için önce bu küçük şeyleri fark etmek gerekir. Bir arkadaşınız saçını kestirdiyse, bunu fark etmeye çalışın. Fark ettiğiniz küçük şeyler sizi mutlu edecektir. Nasıl birinin sizdeki bir değişikliği fark edip size iltifat etmesi sizi iyi hissettiriyorsa, etrafınızdakilerin farkında olmak da hem çevrenizi hem de bu bilinçte olduğunuz için sizi daha iyi hissettirecek. Yalnızca bakmak zorunda olduğunuz için değil, merak ettiğiniz için etrafa bakın. Kuş seslerini, yağan yağmuru, mutfakta kızaran yemeklerin sesini duyun. Güneşin parıltısını, yeni asılmış bir resmi, arkadaşlarınızın surat ifadelerini görün. Başkalarının nasıl hissettiğini fark edin. Baktıklarınızdan ne anladığınızı kendinize sorun. Duygularınıza önem verin. Bütün bunlar anda olmanızı sağlayacaktır. Anda oldukça da hayatta şükredecek ne kadar çok şey olduğunu fark edeceksiniz.
Konfüçyüs’ün bir sözü ile bitirmek ve sizi bundan sonra etrafınızdakilere bakmak yerine onları görmeye dikkat etmeye davet ediyorum.
‘Her şey güzeldir ama herkes göremez.’
Mina A.
Yorumlar